gózden

gózden
in gôzden -dna -o prid. (ọ̑; ó) nanašajoč se na gozd: gozdni obronek; gozdna jasa, poseka, pot / gozdna cesta cesta, zgrajena predvsem za odvoz lesa / zaščitni gozdni pasovi; velike gozdne površine / gozdni pridelki, sadeži, škodljivci; gozdne jagode; gozdna ptica, rastlina, žival; gozdno drevo / gozdni čuvaj, delavec; gozdni sklad; gozdna uprava; gozdno gospodarstvo / gozdni park gozd, urejen za park / gozdni prirastek; gozdna drevesnica drevesnica za sadike gozdnih dreves; gozdna žaga žaga z dolgim, širokim listom in ročajema na obeh koncihbot. divji gozdni koren visoka rastlina s pernato razrezanimi listi in belimi ali rdečkastimi cveti v kobulih, Angelica silvestris; gozdne kresnice visoka trajnica vlažnih gozdov z belkastimi cveti v sestavljenih grozdih; kresničevje; čeb. gozdni med med temne barve iz mane na drevju, zlasti iglastem; etn. gozdni mož divji mož; geogr. zgornja gozdna meja višina, do katere sega strnjen gozd; gozdna stepa področje, kjer se mešata gozd in stepa; zool. gozdni jereb rjavkasta gozdna ptica s čokatim telesom, Tetrastes bonasia; gozdni lazar; gozdna miš

Slovar slovenskega knjižnega jezika . 2000.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • gözden nihan olmak — gözden kaybolmak Nihayet yıkık bir kulübe civarında gözden nihan oldular. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözden geçirmek — 1) okumak O günkü gazeteleri gözden geçirdi. F. R. Atay 2) niteliğini anlamak için bir şeyin her yanına bakmak, incelemek, muayene etmek Akşam hazırlanmış sofrayı gözden geçirmek için odasından çıktı. A. Kutlu 3) araç, motor vb.nin çalışıp… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözden çıkarmak — bir mal, para, değer yargısı vb. maddi veya manevi varlığın elden çıkarılmasını kabul etmek Bir yemek için iki, bir kahvaltı için de bir saati gözden çıkarmanız gerek. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözden ırak olan gönülden de ırak olur — ayrı düşenlerin arasındaki sevgi de zamanla azalır anlamında kullanılan bir söz Elbette tanıyamazsınız çünkü gözden ırak olan gönülden de ırak olurmuş. O. C. Kaygılı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözden ırak tutulmak — önem verilmemek, değersiz bulmak Bunca yüzyıl gözden ırak tutulan gerçek Türkçeyi ön plana almak gerekiyordu. A. Erhat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözden kaybetmek — görünmemek, ortadan çekilip gitmek Mektepten sonra birbirimizi gözden kaybetmiştik. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözden kaybolmak — ortadan çekilmek veya görünmez olmak, kaybolmak Vakta ki gece mehtaba çıktılar. Senihe ile Faik Bey uzun bir müddet gözden kayboldular. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözden uzak tutmak — önem vermemek, arka plana itmek Çıkarlarını gözettiği sınıfı gözden uzak tutmak, adını andırmamak isterler …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sürmeyi gözden çekmek — gözden sürmeyi çekmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözden (veya gözünden) düşmek — sevgi ve ilgiyi yitirmek Muhtarın oğlu bu hasta köpeklere düşman olduğu günden beri gözümden düştü. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”